Deterjan temizleme prensibi sabunla çok benzerdir. Sabun gibi kirleri, lekeleri ve katı parçacıkları sökerek bunların suda asılı durumda tutulmalarını sağlar. Ancak deterjan sabunun yaptığı her görevi üstlenirken sabun birçok kullanım alanında deterjanın yerini tutamamaktadır. Deterjan ın temizlenecek nesneleri ıslatma ve kapasitesi sabundan üstün olduğu gibi daha az miktarla aynı işi yapabildiğinden deterjan, daha ekonomiktir.
Sabun, sudaki kalsiyumla suda çözünmeyen bir bileşik meydana getirir , bu durum kiri uzaklaştırmayı zorlaştırır. Deterjanlar bu dezavantajı taşımamaktadır. Çağımızda üretilen deterjanlar, her biri ayrı görev yüklenen birçok bileşenden oluşur. Bu bileşenlerden en önemlisi yüzey aktif madde adı verilen organik bir bileşiktir. Diğer önemli eleman da sert sulardaki kalsiyum ve magnezyumu tutan fosfatlardır.
Sabun suda çöker, lavaboda, küvette halka şeklinde lekeler bırakır. Sabunla yıkanan bardak ve tabaklarda her zaman lekeler oluşur. Sabunla yıkanan giysiler ütülenilirlerken sarı lekeler meydana gelir. Sabunun bu olumsuz sonuçlarının sebebi, suda doğal olarak mevcut olan mineral ve asitlerle reaksiyona girince çözülmesi ve suyla akıp gitmesi zor moleküller oluşturmasıdır.
Sabun, en iyi temizliği sadece yumuşak sularla yapabilir. Kullanma suları ise kalsiyum ve magnezyum tuzları içerir. Sabun sert suda kesilir. Sert su sabunlanınca dokunmuş kumaşa sıkı sıkı yapışan bir birikinti bırakır. Böylece sabunun da bir kısmı bir işe yaramadan ziyan olmuş olur. Deterjan , hem sert hem de yumuşak suda yıkama özelliğine sahiptir. Deterjan kelimesi Latince temizlemek anlamına gelen 'detergere'den gelir.
Deterjan suyun sertliğinden de etkilenmez. Deterjan içinde ayrıca elyaf koruyucu ve dağıtıcı maddeler, parfümler, boyayıcı ve beyazlatıcı maddeler, cilt koruyucu kozmetikler ile kullanım yerine uygun çeşitli katkı maddeleri bulunmaktadır.
Deterjan ın en önemli özelliklerinden biri köpüklenme yeteneğidir. Deterjan sert sularda bile kolayca köpürür. Ne ki bu özelliğin olumsuz yanı da vardır. Atık sulardaki deterjan köpükleri arıtma tesislerinde yok edilemezler. Bu suların akıtıldığı akarsu ve denizlerde kirlenmeye neden olurlar. Bunun için artık 'yumuşak deterjan' denilen, bileşenlerine kolayca ayrışabilen deterjanlar üretilmektedir.
Başka bir kaynak
Temizleme işi sanıldığı kadar basit değildir. Bir mendilin bile yıkanmasında hayli karışık kimyasal ve elektriksel olaylar olur. insanlar binlerce yıl temizlik işlerinde sabun kullandılar. Sabunun ana maddeleri de hep aynı kaldı. Her sabun bir alkali madde ile değişik türde bir yağın karışımıdır.
Sabun suda çökelme yapar, lavaboda, küvette halka şeklinde lekeler bırakır. Sabunla yıkanan bardak ve tabaklarda lekeler oluşur. Sabunla yıkanmış giysiler ütülenilirlerken sarı lekeler meydana gelir. Sabunun bu olumsuz sonuçlarının sebebi, suda tabii olarak mevcut olan mineral ve asitlerle reaksiyona girince çözülmesi ve suyla akıp gitmesi zor moleküller oluşturmasıdır.
Sabun temizlemeyi sadece yumuşak sularla yapabilir. Kullanma suları ise kalsiyum ve magnezyum tuzları ihtiva eden sert sulardır. Sabun sert suda kesilir. Sert su sabunlanınca dokunmuş kumaşa sıkı sıkı yapışan bir birikinti bırakır. Böylece sabunun da bir kısmı bir işe yaramadan ziyan olmuş olur. Deterjanlar hem sert hem de yumuşak suda yıkama özelliğine sahiptirler. Deterjan kelimesi Latince temizlemek anlamına gelen 'detergere'den gelir.
Deterjanın ortaya çıkışının temel sebebi ise sabunun temizlemedeki olumsuz Özelliği ve yetersizliği değildir. Sabun doğal olarak yağlardan hazırlanır. Bu insanın besin kaynağının yanlış bir şekilde tüketimi demektir. Sentetik deterjan ise petrolden ve kömürden yapılır.
1890'larda üzerinde çalışılmaya başlanılan deterjanların yoğun bir şekilde kullanımına II. Dünya Savaşı sırasında başlanılmıştır. Bu zamanlarda deterjana duyulan ihtiyaç temizlemedeki üstün özelliklerinden dolayı değil, sabun yapımında kullanılan yağların, askeri araç ve silahlarda yağlama yağı olarak kullanılmasına duyulan ihtiyaçtır.
Deterjanın moleküler yapısı ve temizleme prensibi sabunla aynıdır. Sabun gibi kirleri, yağ lekelerini ve katı parçacıkları sökerek bunların suda asılı durumda tutulmalarını sağlar. Ancak deterjan sabunun yaptığı her işi yapabilirken sabun birçok kullanım alanında deterjanın yerini alamaz. Deterjanın ıslatma ve etkileme kapasitesi sabundan üstün olduğu gibi daha az miktarla aynı işi yapabildiğinden daha da ekonomiktir.
Deterjanın temel özelliği suyun yüzey gerilimini azaltarak, temizlenecek nesnenin içine iyice girmesini sağlamasıdır. Böylece katı parçacıkların ve yağların oldukları yerlerden çıkmalarını kolaylaştırır. Onların yeniden çökmelerini Önler. İçindeki kimyasal maddeler sayesinde yağ ve katı kirden daha zor temizlenen ter ve kan lekelerini bile temizler.
Deterjan suyun sertliğinden de etkilenmez. Asitli ortamlarda bile etkilidir. Petro-kimya ürünlerinden yapılan deterjanın içinde ayrıca elyaf koruyucu ve dağıtıcı maddeler, esanslar, boyayıcı ve beyazlatıcı maddeler, cilt koruyucu kozmetikler ile kullanım yerine uygun çeşitli katkı maddeleri vardır.
Deterjanın en önemli özelliklerinden biri köpüklenme gücüdür. Sert sularda bile kolayca köpürür. Ne var ki bu özelliğin bir de olumsuz yanı vardır. Atık sulardaki deterjan köpükleri arıtma tesislerinde ayrıştırılmazlar. Bu suların akıtıldığı akarsu ve denizlerde kirlenmeye neden olurlar. Bunun için artık 'yumuşak deterjan' denilen, bileşenlerine kolayca ayrışabilen deterjanlar üretilmektedir.