Çamaşır suyu nedir?
Beyazlatma (Ağartma): Çamaşırlarımızı, saçımızı, dişlerimizi, derimizi ve yiyeceklerimizi beyazlatırız. Bir maddeyi beyazlatmak veya ağartmak, onun rengini çıkarmak veya açmaktır. Çamaşır suyu, oksidizasyon yoluyla bu etkileri yapan bir kimyasal maddedir. Bilinen beyazlatıcılar (ağartıcılar), hidrojen peroksit (H<sub>2</sub>O<sub>2</sub>), “sodyum hipoklorit (NaClO)” , sodyum perborat mono hidrat(NaBO3.H2O)sodyum perborat tetrahidrat (NaBO<sub>3</sub>.4H<sub>2</sub>O) ,sodyum perkarbonat (2Na<sub>2</sub>CO<sub>3</sub>.3H<sub>2</sub>O<sub>2</sub>) gibi bileşiklerdir. “Beyazlatıcı toz” kalsiyum hipoklorittir (CaOCl2). Beyazlatma tekstil sanayiinde boyama işleminin ilk adımıdır. Çamaşır sularının tipleri
Çamaşır suları 2 sınıfa ayrılır. İlki “Klorlu çamaşır suları”, ikincisi “Oksijenli çamaşır suları”dır. Evde kullanılan çamaşır suyu veya sodyum hipoklorit, çamaşırları beyazlatmak, kirlerini çıkartmak ve mikroplardan arındırmak için kullanılır. Çamaşır suyunun etken maddesi olan sodyum hipokloritin oranı % 5,25'dir; Sanayide daha yoğun olan tipleri de kullanılmaktadır. Klorlu çamaşır suları genellikle mikrop öldürücü olarak kullanılır. Aktif klor içeren çamaşır suları dayanıksız kimyasallardır ve bir çok iç ve dış etmen nedeni ile bozunabilirler. Bozunmayı hızlandırıcı etkenler şunlardır: Sıcaklık (Sıcaklığın yükselmesi)
Metal iyonları (Metal iyonları sodyum hipoklorit ile reaksiyona girerler)
Çözeltinin pH ı (En az 11 olmalı)
Işık (Hızla bozunmaya neden olur)
Derişim (Yükseldikçe bozunma hızlanır) Kolay bozunan bu kimyasalı daha kararlı hale getirmek için üretim esnasında kostik çözeltisi (NaOH) ve kıvamlaştırıcılar katılmaktadır. Yine de Sodyum hipokloritin kolay bozunan bir kimyasal olması saklama şartlarının ön plana çıkmasına neden olur. Satın almalarda mutlaka üretim tarihine bakılmalı, çok uzun süre kullanım düşünülerek gereğinden çok fazla alınmamalıdır. Bütün çamaşır suları doğal oksitleyici değildir. Sodyum ditiyonit, bazı beyazlatma formüllerinde güçlü bir azaltıcı etken olarak kullanılır. Klor dioksit (ClO2), odun kâğıdı hamuru, bitkisel yağlar ve zeytinyağı, selüloz, un, dokumalar ve balmumunun beyazlatılmasında ve daha birçok sanayide kullanılır. Gıda sanayiinde, bazı organik peroksitler (aseton peroksit, benzol peroksit, vb.) ve diğer etkenler (örneğin bromatlar), un beyazlatıcı ve olgunlaştırıcı etken olarak kullanılır. Buğday unu, normalde birkaç hafta depolanınca havadaki oksijen ile beyazlanır. Bunu hızlandırmak için ise benzol peroksit kullanılır. Çamaşır sularını mikrop öldürücü ve koku giderici olarak da kullanırız. Oksitleyici çamaşır suları hücre zarlarına ve hücre proteinlerine etki ederek mikropları öldürür. Evlerde ve hastahanelerde bu amaçla en yaygın kullanılan sodyum hipoklorittir. Kalsiyum hipoklorit, içme suları ve yüzme havuzlarının mikroplardan arındırılması için kullanılır. Bazı beyazlatıcılar çok kötü kokarlar. Bazıları ise, limon suyu ve güneş ışığı gibi serinleticidir. Dişler için kullanılan beyazlatıcılar genellikle sodyum karbonat peroksit içerir. Hidrojen peroksit (H2O2), daha çok saçların ve pamuklu giysilerin ağartılmasında kullanılır. Oksijen ve klor kökleri belirgin şekilde beyazlatma etkisine sahiptirler. Derideki lekeleri gidermek için kullanılan beyazlatıcılar bundan önce bahsedilen beyazlatıcılardan farklıdır. Etken madde “hidrokuinon”dur. Kuru meyvelerin beyazlanmasını azaltmak için sülfür dioksitten yararlanılır. Nasıl beyazlatır: Çoğu boyalardaki ve pigmentlerdeki renk, renk yapıcılar (kromofor) diye bilinen küçük parçacıklar içeren, beta karoten gibi moleküller tarafından üretilir. Moleküllerdeki renk yapıcılar, karbon veya oksijen atomları ile çift bağa sahiptirler. Kimyasal çamaşır suları-beyazlatıcılar iki yoldan biri ile iş yaparlar :
Soyum hipoklorit gibi bir oksitleyici çamaşır suyu, renk yapıcı oluşturan kimyasal bağların parçalanmasıyla işlevini yerine getirir. Bu parçalanma, molekülü, renk yapıcı içermeyen veya görünen ışığı soğurmayan bir renk yapıcı içeren farklı bir yapıya dönüştürür.
Limon suyu gibi, bir indirgeyici çamaşır suyu, renk yapıcıdaki çift bağı, tek bağa dönüştürerek işlevini yerine getirir.Bu dönüşüm, renk yapıcının görünen ışığı soğurma yeteneğini yok eder. Saf klor gazı renkleri beyazlatırken çamaşır suları, sodyum hipoklorit veya kalsiyum hipoklorit, oksijeni açığa çıkartarak işlev görürler. Sodyum hipoklorit bu işlemi birçok maddelerle tepkimeye giren klor kökleri ve oksitleyici unsurları ile sağlar. Eğer beyazlatıcı, bir asitle temas ederse klor gazı açığa çıkar. Bunu önlemek için, pH değerini yüksek tutmak amacıyla (pH 12), ticari beyazlatıcılara ayrıca alkali maddeler eklenir. Güneş ışığı, benzer sonuçlar doğuran bir çamaşır suyu-beyazlatıcı gibi davranır : genellikle mor ve mor ötesi alanlardaki ışığın yüksek enerji fotonları, renk yapıcıdaki bağları parçalayarak renksiz bir yüzey oluşturur. Buna halk arasında “güneşte soldu” denilir. Çamaşır suyunun tarihçesi
Keten bezlerin beyazlatılması, eski çağlarda Yunanlılar, Romalılar, Mısırlılar ve Fenikeliler arasında bilinmektedir; fakat bunun nasıl başarıldığı tam olarak açık değildir. Modern çamaşır suları geliştirilmeden önce, kumaşlar genellikle bir dizi tekrarlanan kaynatma ve kül suyu, üre, potas, sülfürik asit, ve yağı alınmış süt içeren asidik ve alkali maddelerle ıslatma işlemleri ile beyazlatılırdı. Keten bezi genellikle güneş ışığına maruz bırakılarak beyazlatılırdı. MÖ 5000 : Mısırlılar giyecekleri beyazlatmak için yıkayıp güneşte kurutmadan yararlanırlardı. MÖ 3000 : Çamaşır suları çoğunlukla tahta küllerinden türetilirdi. Suyla karıştırılarak kül suyu oluşturulurdu. Eğer çamaşırlar belirli süre kül suyu ile ıslatılır ve güneşte kurutulursa mükemmel bir beyazlık elde edilirdi. İşlem kumaş üzerinde zararlı bir sonuç oluşturmayacak şekilde gözle takip edilerek tekrarlanırdı. MS 1000-1200 : Hollandalılar, Avrupa toplumunun çamaşır uzmanı oldular. Sırlarını açıklamaksızın, tahriş edici etkisini azaltmak için ekşimiş sütü, kül çözeltisine eklediler. Bu, ıslatma ve güneşte kurutmanın, kül suyunun tek başına kullanıldığı zamanlara göre daha fazla tekrarlanabilme imkânı anlamına geliyordu. Fakat işlem 8 hafta sürüyordu ve çamaşırları güneşte kurutmak için serilecek geniş alanlar gerektiriyordu. MS 1200 : Çamaşır suyu (Bleach) kelimesi İngilizce sözlüklerde ilk kez yer aldı. 1756 : Edinburglu bilim adamı Francis Home, ekşimiş süt yerine seyreltik sülfürik asitin beyazlatma süresini 12 saate kadar kısalttığını buldu. 1772 : Almanya doğumlu İsveçli kimyacı Karl Wilhelm Scheele, modern çamaşır sularının ana maddesi olan kloru ilk kez keşfetti. Yaklaşık 40 yıl sonra İngiliz kimyacı Sir Humphrey Davy Yunanca'da yeşilimsi sarı kelimesinden türetilen “klor” ismini verdi. 1785 : Evde kullanılan çamaşır suyundaki etken madde olan sodyum hipoklorit, Fransız kimyacı Claude Louis Berthollet tarafından bulundu. Berthollet'nin beyazlatıcısı kostik klorlu potas çözeltisi ile oluşturulmuştu ve ilk olarak 1789'da “Javel Suyu” olarak satıldı. Ancak her bir maddenin tam miktarının karışıma konulması zordu ve potas çok pahalı bir maddeydi. 1799 : İskoçyalı kimyacı Charles Tennant, Berthollet'nin klor fikrini aldı, potas yerine kireçtaşı koydu ve etken beyazlatıcı olarak kalsiyum hipoklorit (CaOCl2) içeren ilk çamaşır tozunu yaptı. On yıl içinde, sadece çamaşırları değil, diğer ürünleri, özellikle yazı kâğıdını da beyazlatan çamaşır tozu bütün Avrupa'da yayıldı. Ancak toz çok fazla klor içerdiği için halâ çok pahalıydı. 1880 : Louis Pasteur, sodyum hipokloritin mikrop öldürücü özelliği olduğunu belirledi. 1897 : Sears Roebuck & Co. firması ürün kataloğuna beş ayrı çamaşır suyunu koydu. 1913 : Oakland-Kaliforniya'da kurulu The Electro-Alkaline Co. firması geliştirdiği bir işlemle kostik soda çözeltisinin klorlanmasıyla türetilen sodyum hipoklorit (NaOCl) çamaşır suyunu yaptı. 1922 : Şirketin ismi Clorox Chemical (şu anda The Clorox Co.) olarak değişti ve sod-yum hipokloritli çamaşır suyu1 pint (=1/8 galon≈0,47 litre)'lik şişelerde piyasaya verildi. Bundan sonra da çamaşır tozunun yerini hızla almaya başladı. Bugün : Sodyum hipoklorit esaslı çamaşır suları büyük ölçüde çamaşır, temizlik ve suların mikroptan arındırılması alanında kullanılmaktadır. Çamaşır suyu kullanımındaki tehlikeler ve korunma
Çamaşır suyunun amonyak içeren temizleyicilerle karışımı veya idrar temizlemek için çamaşır suyu kullanımı zehirli klor gazları çıkarabilir ve azot triklorit denilen bir patlayıcı oluşturabilir. Sodyum Hipoklorit içeren çamaşır suları hiçbir zaman asitler ile beraber kullanılmamalıdır. (Tuz ruhu , kireç çözücüler vb.) Asitler ile beraber kullanımı ölüme varabilecek zehirlenmelere neden olabilir. Kapalı yerlerde uzun süre solunmamalıdır. Açığa çıkan klor, organik maddelerle kanserojen madde olarak bilinen kloroform gibi trialometan oluşturan tepkimeler vermektedir. Klor solunum yollarını tahriş eder. Burun dokusuna zarar verir ve deriyi yakar. 3,5 ppm (part per million : milyonda bir parçacık) kadar az bir değeri koku olarak algılanabilir ve 1.000 ppm değeri birkaç derin nefesten sonra ölümcül olabilir. Ortalama ağırlıkta bir kişi için haftada 40 saatlık çalışma süresinde, 8 saat içinde, 0,5 ppm'den daha fazla klora maruz kalınmamalıdır. Çamaşır suyunun çıplak elle kullanılmaması gerekir, mutlaka eldiven kullanılmalıdır. İstenmeden göz ve deriye temas etmesi halinde vakit geçirmeden bol su ile yıkanmalıdır. İçilmesi halinde zehir etkisi yapar, derhal doktora başvurulmalıdır. Kezzap-Tuzruhu gibi asitli maddelerle karıştırılmamalıdır. Yapılması klor gazının açığa çıkmasına yol açar. Sadece keten ve pamuklu çamaşırlar için kullanılmalı; yünlü, ipekli, suni ipekli, moher, renklere dayanıksız kumaşlar, rejenere, selülozik lif, deri, çelik, gümüş ve alüminyum eşyalarda kullanılmamalıdır. Yasal gereklilikler
Sağlık Bakanlığı 4/8/1952 tarihli ve 3/15481 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Gıda Maddelerinin ve Umumi Sağlığı İlgilendiren Eşya ve Levazımın Hususi Vasıflarını Gösteren Tüzüğün 654'üncü maddesine ve 655'inci maddesinin (b) fıkrasının üçüncü paragrafına isti-naden hazırladığı, “TSHGM 2005/2” nolu “Çamaşır Suyu ve Mekanik Temizleme Tozu Etiketlenmesine Dair Tebliğ”i ile çamaşır suyu etiketlerinde yer alması gereken hususları ve konu ile ilgili diğer esasları belirlemiştir. Bu tebliğde, çamaşır suyu “nebati maddelerden yapılmış çamaşırları temizlemek ve beyazlat-mak için kullanılan ve alkali hipoklorit halinde aktif kloru, bazen de sodyum perboratı ihtiva eden solüsyonlar” şeklinde tanımlanmaktadır Bu tebliğe göre çamaşır suyunun etiketi üzerinde aşağıdaki hususlar yer almalıdır : a. Üreticinin adı ve adresi, b. Ürün adı ve markası, c. Etken maddenin adı ve yüzde aralığı, d. Varsa kütlece % 0,2'den daha fazla olan diğer katkı maddeleri, e. Amaçlanan kullanım alanları, f. Ürünün kullanım talimatı, g. Nominal dolum miktarı , h. Üretim tarihi, i. Parti/seri/kod numarası veya ürünün izlenebilirliğini sağlayacak uygun işaret, j. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 11/7/1993 tarihli ve 21634 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Tehlikeli Kimyasallar Yönetmeliği hükümlerine uygun şekilde ürünün içeriğinde bulunan maddelerin tehlike sembolleri ve korunma önlemleri, k. “Zehirlenme belirtileri görüldüğünde Zehir Danışma Merkezinin ücretsiz 0-800-314 79 00 (5 Hat) nolu telefonunu arayınız.” ibaresi, l. Uyarılar, 1. İçildiği takdirde zehirlidir. Derhal doktora başvurunuz, 2. Kapalı yerlerde uzun süre solumayınız, 3. Parfüm katılmış olması yukarıdaki zarar ve tehlikeleri kesinlikle önlemez (Bu madde yalnız parfüm katılmış çamaşır suları için geçerlidir.), m. Var ise, kullanılmaması gereken alanlar. Gene bu tebliğe göre, üretici, piyasaya arz edilen çamaşır suyu ve mekanik temizleme tozu etiketi/ambalajı üzerinde ve ticari reklam veya ilânında yer alan somut iddiaları, bilimsel nitelikte çalışmalara dair belgelerle ispatlamak ve denetim sırasında istenmesi halinde Sağlık Bakanlığı'na sunmakla yükümlüdür. Tebliğde ambalaj konusundaki yükümlülük şöyledir : Çamaşır suları ambalajları, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 30/7/2004 tarihli ve 25538 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak 1/1/2005 tarihinde yürürlüğe konulan Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğine uygun olmak zorundadır. Bu tebliğde ayrıca, çamaşır suyu üreticilerinin uyması gereken kurallar, denetlemelerde neler yapmaları gerektiği bilgileri de yer almaktadır. Sağlık Bakanlığı'nın 05/07/2005 tarihli duyurusunda ise , bebek ve çocuklar için üretilen temizlik maddelerinde uyulması gereken kurallara açıklık getirilmektedir. Farklı kullanım yerleri
Günlük yaşantımızda, çamaşır sularını sadece çamaşırlarımızın beyazlatılmasında kullanmıyoruz. Bunun yanında daha birçok pratik kullanım alanı da bulunmaktadır. Bunlardan bazılarını şöyle özetleyebiliriz : Su arıtımında Kullanılan ilaçlar ve alınan genel önlemler sayesinde bulaşıcı hastalıkların sıklığı, özellikle gelişmiş ülkelerde belirgin derecede azalmasına rağmen, halâ, dünyanın birçok yerinde içme ve kullanma suları yoluyla tifo ve kolera gibi öldürücü hastalıkların yayılması mümkün olabilmektedir. Evlerde içme sularının mikroplardan arındırılması için en kolay yol çamaşır suyu kullanmaktır. Bunun için 10 litre suya 25 damla çamaşır suyu damlatıp 30 dakika bekletilmelidir. Sebze ve meyvelerin temizlenmesinde Ülkemizde, pişmeden yenen sebzeler -marul, taze soğan, maydanoz vb.- pis sularla sulanabilmekte ve bu tür gıdaların normal musluk suyuyla yıkanması, yeterli temizliği sağlamamaktadır. Sebze ve meyveleri mikroplardan arındırmak için, 1 litresine 30 damla çamaşır suyu damlatılmış su içeren kap içinde yarım saat bekletilmelidir. Kuş gribinde Günümüzün güncel genel sağlık sorunlarından biri de kuş gribidir. Kuşlar evlerimizin balkonlarına, pencerelerine konmakta ve buralara dışkılarını bırakmaktadırlar. Bu pisliklerin temizlenmesinde en etkin ve güvenilir temizlik maddesi çamaşır suyudur. İstenmeyen kanatlı misafirlerimizi balonlarımızdan ve pencerelerimizden uzak tutmanın yolu da gene çamaşır suyudur. Çamaşır suyu ile ıslatılmış bir bezle kuşların konduğu yerleri silersek kuşların artık bu yerlere konmak istemediklerini görebiliriz. Kimyasal savaşlarda Çamaşır suyunun diğer bir ilginç kullanım yeri de kimyasal savaşların zararlı etkilerinden korunmaktır. Kimyasal savaşı kısaca, “kimyasal özelliklerinden dolayı öldürücü, yaralayıcı, tahriş edici, ve aynı zamanda yangın çıkartıcı, insanlara, bitki ve metallere etkisi olan katı, sıvı ve gaz halindeki maddelerle yapılan savaş” şeklinde tanımlayabiliriz. Katı, sıvı, gaz ve aerosol halinde; püskürtücü aletler, helikopter veya uçaklarla taşınan sprey tankları ile, top-roket veya füze mermileri ile, mayın el ve uçak bombaları ile dağıtılır ve yayılırlar. Yapımlarının kolay ve ucuz olması, tesir alanlarının çok geniş olması, tesis ve malzemeyi tahrip etmeden öldürücü olması en önemli özelliklerindendir. Kimyasal savaş uyarısı yapıldığında evlerimizde ve sığınılan yerlerde alınması gerekli önlemlerden biri de kapatılmış pencere ve kapı aralıklarının, sulandırılmış çamaşır suyuna batırılmış bez, battaniye vb malzeme ile örtülmesidir. Sızıntı olduğu düşünülen bölge sulandırılmış çamaşır suyu ile, daha sonra da sabunlu su ile yıkanmalıdır. Kirlenmiş giysiler, çamaşır suyu, bol su ve sabunla temizlenmeli ya da çift kat poşete sarılıp atılmalıdır.